Beslenmek demek doymak demek değildir. Etrafımız reklâmlarla dolu ve bize sürekli “ye” diyorlar.
Beslenmek elbette ki karın doyurmak anlamına gelmez. Açlık duygusunu yiyerek tatmin etmek gerekir ama ne kadar, ne ve ne sıklıkta yediğiniz, ve ne zaman yediğiniz önemlidir. Yeterli ve dengeli beslenme cümlesi o kadar çok söyleniyor ki.
Bizim için enerji gereklidir. Diyelim ki bu enerji erkek için 2500 kalori, kadın için 2000 kalori olsun. Bu kaloriyi aldığınız zaman siz yeterli beslenmiş olursunuz. Fakat bu kaloriyi sırf karbonhidrat yiyerek de alabilirsiniz, sadece proteinle beslenerek de alabilirsiniz.
O zaman yeterli fakat dengesiz beslenmiş olursunuz. Önemli olan o kaloriyi almak, alırken de; karbonhidrat, protein, yağ, vitamin ve minerallerden dengeli bir şekilde almaktır.
Hergün almamız gereken 50’ye yakın besin öğesi vardır. Bunun 3 tanesi bize kalori verir. Yani karbonhidrat, yağ ve protein kalori kaynağıdır. Vitamin, mineraller ve su ise kalori vermezler. Ancak vücuttaki sistemin doğru çalışabilmesi için co-faktördür. Şimdi bu 50 besin öğesini akılda tutmak mümkün değil.
Akşam yatağa yattığınız zaman o gün ne kadar neden aldınız, ne kadar A vitamini, ne kadar selenyum aldığınızı bilemezsiniz. Bunu kontrol altında tutmak için, beslenme bilimi bunu 5 grup altında toplamıştır. Eğer hergün bu 5 ‘ i yersen O, 50 besin öğesini de hergün almış olursun. Önemli olan bu
1. grup, süt, yoğurt grubudur. Bu grup insana o 50 besin öğesinin içinden protein, kalsiyum, fosfor ve riboflavin v.b verir .
2. grup, et, balık, tavuk, hindi, yumurta, yani hayvansal protein grubudur, bu da kişiye çinko, demir, magnezyum, ve B-12 vitamini v.b verir.
3. grup, Ekmek ve tahıllar grubudur. Tabii biz tercihen rafine edilmemiş undan yapılanları istiyoruz.
Tam buğday, tam çavdar gibi. Bulgur, pirinç, makarna, kuru baklagillerde bu gruptandır.
4. grup, sebze ve meyve. Vitamin ve mineralleri destekliyor. Yağ ve şeker ise
5. grup. Hayatımızdan çıkarmamamız gereken, ancak tüketirken miktarına özen göstermemiz gereken bir gruptur. Şeker, meyveden, ekmekten de alınabilir.
Ancak yağ başlı başına bir gruptur. Hergün az da olsa yağ almak zorundayız. Yağsız bir diyet insan sağlığı için zararlı olmaktadır. Çünkü beyindeki bazı iletiler, kadınlık hormonu, vücut ısısı ve vücudu korumak için, yağın çok önemli görevleri vardır. Diyelim ki, günlük 6 dilim ekmek hakkınız var.
Canınız lahmacun istiyor. 6 dilim ekmek hakkınız varsa, bir lahmacun ile bunun 2 dilim hakkı ve kıyma gider. Çok basit aslında. Bir kâse sütlaç yiyecekseniz. İçinde bir bardak süt, iki kaşık pirinç olduğu için bir dilim ekmek,. Şeker olduğu için bir meyve hakkınız gider.
Bu şekilde pizza da yersiniz, sushi de, mantı da. Mesela öğlen kebap yediyseniz, akşam sebzeniz ve meyveniz eksik kalmıştır. Akşam demek ki onları yiyeceksiniz. Ya da tatlı yediyseniz, akşam meyvenizi yemeyin, ve salatanıza yağ da koymayın, çünkü tatlı da yağ da vardı.
Bu gibi öneriler ile hayatınızı kolaylaştırmak kolay. Diğer sisteme ve zorlayıcı reçetelere bakarsak, şunu düşünüyorum ki, zaten insan hayatı zor, stresli. Bence vücuda yardımcı olmak gerekir. Keyifli yemek mutluluğun bir parçasıdır.
O yüzden ben önce soruyorum, öncelikleriniz nedir diye. Çok farklı grupta insanlar var. Kimi şarabımı kaldırma diyor, kimi akşam üstü simit ve peynirimi.
O nedenle bir kişiye yeni bir yaşam şekli çiziyorsanız, önceliklerini ve zaaflarını göz ardı edip, hayır bunlar yanlış diye bir çırpıda üstünü çizemezsiniz. Bundan sonra benim istediğim gibi yaşayacaksın diyemezsin.
O nedenden kilo kaybedenlerin sadece %
Dilara Koçak
0 Yorumlar
Mucize iksirler bloğumuzda Uzmanların tariflerini sizlerle paylaşıyoruz. Uzmanların sitemizle hiçbir bağlantıları yoktur.