- İftarda çorba gibi sindirimi daha kolay, mideyi doldurabilecek, yoğun açlık hissini azaltabilecek bir yemekle oruç açılmalıdır.
- Ramazanda yavaş sindirilen, midenin geç boşalmasını sağlayan, kana yavaş geçen, bağırsak hareketlerini artıran besinlerden yani bol posalı besinler seçilmelidir (kepekli ekmek, sebze ve salatalar, kurubaklagiller vb).
- İftarda boş mideye hemen yüklenmemek gerekir. Çorbadan sonra biraz salata yenilmeli , biraz bekleyip sonra ana yemeğe geçilmelidir.
- Ramazanda bir ay boyunca her gün aynı saatlerde yemek yemek, uzun süreli açlık, akşam yiyip - televizyon karşısında oturmak, sahurda yiyip yatmak, aktivitelerin azalması doğal olarak vücudun bir günde harcadığı enerji miktarını düşürür.
Bu sebeble oruç tutarken normalde yediklerimizden daha az bile tüketim yapsak dahi kilo alma riski ile karşılaşırız.
Ramazanda kilo almamak için tüketilen gıdalara, miktar, besin türü ve seçimi olarak her zamankinden daha çok dikkat edilmesi gerekmektedir.
- Günde en az 2 porsiyon meyve ya da şekersiz hoşaf yenilmelidir.
- Tatlı yeme arzusu yapay tatlandırıcılı tatlılarla, meyve hoşafları ile ya da sütlü tatlı ile karşılanabilir.
- İftarda yemekle birlikte içilen çay ve kahve özellikle besinler ile alınan demirin emilimini önleyeceğinden yemekten 2 saat sonra içilmelidir.
- İftarda yemeğin ardından mutlaka yürüyüş yapılmalıdır.
- Mutlaka sahura kalkmak gereklidir. Böylece aç kalınan süre azalır ve metabolizmanın açlıktan dolayı daha çok yavaşlaması önlenir. Ayrıca çok uzun süreli açlıklarda kan şekeri ve tansiyon düşer ve mide asit salgısı artar. Bu durum her gün tekrarlandığında halsizlik ve baş ağrısı oluşur.
- 24 saatte tek bir öğünle beslenmek hiç sağlıklı olmadığı gibi insan metabolizmasına da aykırıdır. Tek bir öğünle beslenildiğinde ne kadar az yenilirse yensin kilo vermek ya da korumak için yeterli olmayacaktır.
Kilo almamak için tek öğün ve düşük kalorili beslenilirse bu kez de besin yetersizlikleri oluşacağı için tırnaklarda kırılmalar, saçlarda dökülmeler, deride kuruluk, konsantrasyon eksikliği, halsizlik, huzursuzluk, sinirlilik gibi problemler yaşanacaktır.
- İftar ve sahur arasında vücudun ihtiyacı olan tüm besin öğelerinin eksiksiz olarak alınması gereklidir.
- Kolesterolü yüksek olan kişilerin kırmızı et ve tereyağı tüketimini sınırlandırması gereklidir. Haftada en az 2 kere balık ve kurubaklagil yenilmelidir.
- Yüksek kalorili olan çok yağlı, şekerli, besinlerden özellikle uzak durmak gerekir.
- İftar sonrası kuruyemiş, tatlı gibi abur cubur tabir edilen besinler tüketilmek istenirse kuruyemiş olarak leblebi ve kabak çekirdeğin, tatlı olarak da sütlü tatlı ya da dondurma tercih edilebilir.
- Tuz tüketimine dikkat edilmelidir. Çok fazla tuz tüketilirse vücutta ödem oluşur ve şişkinlik hissedilir, tansiyon yükselir. Çok az tuz tüketirseniz de sahur ve iftar arasında kalan açlık süresinde tansiyon düşüklüğü yaşanabilir.
- Ramazan ayı süresince mutlaka tavuk, balık ya da herhangi bir kırmızı et çeşitli şekillerde iftar sofrasında bulunmaktadır. Bu sebeble günlük diyetin içinde hayvansal kaynaklı yağlar kesinlikle bu etler içerisinde, ayrıca da yoğurt ve peynir ile beraber alınacaktır.
Bu durum diyetin hem yağ, hem de kolesterol içeriği doğrudan artacaktır. Bu sebeble dışardan mutlaka az miktarda sıvı yağ yani bitkisel yağ eklemek diyetin yağ asit örüntüsünü dengeleyecektir.
- Mutlaka haftada iki kez balık, iki kez de kurubaklagil yenilmesine dikkat edilmelidir.
- Kırmızı et tüketimi mümkün olduğu kadar azaltılmalıdır.
- Oruç tutarken günlük su ihtiyacını karşılayabilmek için iftar ve sahur arasında mümkün olan sıklıkta su içmeye özen gösterilmelidir.
- Aç karnına içilen sigaranın zararı çok daha fazladır. Sigara yemekten sonra içilmelidir.
- Pişirme yöntemi olarak kızartma haricinde ızgara, buğulama, buharda pişirme, sote, haşlama yöntemlerinin hepsi kullanılabilir.
- Bazı özel hastalığı olan kişilerin, diyabetlilerin, düzenli olarak ilaç kullanması gerekenlerin, gebe ve emziklilerin, çok yaşlıların, mide ve sindirim sistemi rahatsızlığı olanların, akıl, verem, böbrek ve kanser hastalarının oruç tutmamaları gerekmektedir.
- Uzun bir açlıkğın ardından ağır yemek yemek kalbe binen yükü artırır. Kalp krizi, tansiyon, beyin kanaması, felç gibi hastalıklar artabilir.
- Kan şekeri 140'ın altında olup insülin kullanmayan Tip II diyabetliler diyetisyen kontrolünde oruç tutabilirler.
- Özellikle kalp ve tansiyon hastalarının hamurlu, tuzlu ve kızartma türü yiyeceklerden ,kırmızı etten uzak durması gerekmektedir
- Mide rahatsızlığı olanl kişilerin asit giderici ilaç kullanması gerekmektedir.
- Kişinin var olan bir hastalığıyla ilgili hafif şikayeti, ramazan ayındaki dengesiz beslenmeye bağlı olarak ciddi boyutlara ulaşabilir. Bu sebeble oruç tutmak için öncelikle sağlıklı olmak gereklidir.
- Fast-food, kızartmalar, hamur tatlıları, çok tuzlu, çok şekerli ve çok yağlı hazır besinler, salam, sucuk, sosis, kavurma vb. doymuş yağ içeriği yüksek besinler, sakatatlar (beyin, karaciğer vb...) tüketilmemelidir
0 Yorumlar
Mucize iksirler bloğumuzda Uzmanların tariflerini sizlerle paylaşıyoruz. Uzmanların sitemizle hiçbir bağlantıları yoktur.