Ticker

6/recent/ticker-posts

3 Günlük Açlık Orucu bağışıklık sistemini güçlendiriyor.

3 Günlük Açlık Orucu bağışıklık sistemini güçlendiriyor.

3 Günlük Açlık Orucu bağışıklık sistemini güçlendiriyor3 günlük açlık diyeti yapılan birir araştırmaya göre vücudumuzun bağışıklık sistemini tamamen sıfırdan yeniden oluşturuyor…

Hiç düşündünüz mü? Neden hastalanınca iştahımız kesilir  Acaba vücudumuz, sindirim sistemini kapatarak hastalıkla tüm gücü ile ilgilenebilmek için bize sinyal mi veriyor?


Uzun süreli açlık diyeti uygulamasında su dışında hiçbir besin maddesi alınmaz. Yazar olarak ben şahsen 3 hafta boyunca hiç yemek yememiş birini tanıyorum, kendisi 2 haftadan sonra hayatımda hiç görmediğim kadar sağlıklı bir şekilde karşıma geçmiş ve vücudundaki değişiklikleri anlatmıştı. Söylediğine göre bütün eski yaraları tamamiyle yok olmuş, vücudu kendini onarmak için yaralardaki malzemeyi kullanmıştı. Ayrıca astımı ve gluten intoleransı da kaybolmuştu. Bana kendini yeniden doğmuş gibi hissettiğini söylüyordu.

Aşağıdaki makaleyi The Telegraph gazetesinde bulduk. Sıcağı sıcağına sizin karşınıza getiriyoruz:
3 günlük oruçtan sonra vücudun bağışıklık mekanizması yeni akyuvar oluşumunu tetikleyerek vücudun bağışıklık sistemini tamamiyle yeniliyor.

Çığır açan bir araştırmaya göre 3 günlük oruç yaşlılarda bile vücudun bağışıklık mekanizmasını komple yenileyerek vücudun dinçleşmesini sağlıyor.

Diyet uzmanları tarafından oruç diyetleri sıkı bir şekilde eleştirilse de, araştırmaya göre vücudu aç bırakmak kök hücreleri tetikleyerek yeni akyuvar üretilmesine yol açıyor.

Güney Kaliforniya üniversitesindeki bilim adamları bu bulgunun bağışıklık sistemi zarar görmüş hastalarda mesela kemoterapi gören kanser hastalarında çığır açabileceğini belirttiler.

Ayriyeten bağışıklık sistemleri yaşlılık nedeniyle zayıflamış,ve basit hastalıklara karşı bile dirençsiz kalmış yaşlılarda da bu oruç faydalı oluyor.

Açlık vücuttaki kök hücrelerindeki bir düğmeyi aktif hale getirerek vücudun bağışıklık sisteminin kendini yenilemesini gerçekleştiriyor.

Kaliforniya Üniversitesi’ndeki gerontoloji ve biyolojik bilimler profesörü Walter Longo’ya göre oruç kök hücrelere ‘AKTİF OL’ emri vererek onların bağışıklık sistemini yenilemesine neden oluyor.
Uzun süreli açlık, glikoz ve yağ depolarını kullanmak için vücudu zorlar ama aynı zamanda beyaz kan hücrelerinin de önemli bir bölümünü yokeder. Beyaz kan hücrelerindeki bu azalma kök hücre bazlı rejenerasyonu tetikler ve bu da yeni bağışıklık sistemi hücrelerinin değişimini gerçekleştirir.
Yapılan testlerde insanlardan altı ayı aşan sürelerde 2 ile 4 gün arasında oruç tutmaları istendi.
Uzun süreli oruç sırasında yaşlanma ve kanser riskini ve tümör büyümesini artıran bir hormon olan enzim PKA da azalmış bulundu.

Doktor Longo’ya göre, uzun süreli açlık süresince vücut hücreleri azalan enerjiyi korumaya çalıştıkları için öncelikli olarak hasarlı ve çok verimli olmayan bağışıklık hücrelerini yok etti.Hem insan hem hayvanlarda ölçümlerimize göre akyuvar sayısı kayda değer miktarda azaldı. 

Ardından kişi tekrar yemeye başlayınca tüm akyuvarlar tekrar yerine geldi. Biz acaba nereden ortaya çıktı, nereden üredi bu akyuvarlar diye merak ettik. Kök hücrelerinin aktifleşip bunları ürettiğini sonradan bulduk dedi.

72 saat tutulan oruç aynı zamanda kemoterapi gören kanser hastalarına da faydalı oldu.Araştırmanın yazarlarından olan USC Norris Kanser merkezi asistan profösör Tanya Dorff’a göre
Kemoterapi hayat kurtarmasına rağmen vücudun bağışıklık sistemini önemli miktarda çökertir. Bu araştırmanın sonuçlarına göre uzun süreli açlık kemoterapinin zararlı etkilerini büyük miktarda azaltıyor.

Daha fazla klinik test yapılmalı. Ve böyle bir diyet kesinlikle doktor gözetiminde yapılmalı.
Profesör Longo ayriyeten belirtti ki, daha fazla klinik deneyler yapmaktalar ve sadece bağışıklık sistemi değil diğer organ ve sistemlerin de olumlu olarak etkilendiği bulunabilir.

Fakat burada belirtmekte fayda var ki bazı İngiliz bilim adamları bu bulgulara kuşkuyla yaklaştılar.
Londra üniversite hastanesi profesörlerinden Doktor Graham Rook’a göre böyle bir şey katiyen mümkün değil.

UCL’de yeniden oluşturma ilaçları Profesörü Chris Mason’a göre: Çok ilginç sonuçlar bulunmuş. Bu araştırmaya göre 72 saatlik bir açlık sırasında vücudun akyuvar ve diğer bağışıklık hücresi sayısı hatırı sayılır miktarda azalıyor, ardından tekrar yemek yenildiğinde bu sefer hücre sayısı eskisinden de yüksek miktarda geri geliyor. 

Potansiyel olarak faydalı olabilir, çünkü 72 saat çok uzun bir süre değil, kanser hastalarını geri dönüşü olmayacak şekilde zarar verdirecek kadar bir süre değil. Bence en doğru devam yolu bir şekilde ilaçlarla birlikte oruç tutturmak hastalara. Ayrıca oruç konusunda kesin olarak emin olduğumu söyleyemem insanlar düzenli yemek yiyerek savaşıyorlar hep hastalıklarıyla.

Doktor Longo’ya göre oruç zarar vermiyor, tam tersine bulgulara göre fayda sağlıyor.
Kanser hastalarından yüzlerce e-mail aldım. Onkolojistleri gözetiminde oruç tutuyorlar ve çoğunda ilerleyiş olumlu yönde. Sadece az sayıda yan etki görüldü bayılma ve karaciğer işaretleyici testlerinde kötü sonuç tespit edildi. Bunun dışında herhangi bir yan etkiye rastlanmadı.

Dr. Aidin Salih / 1-3-10 Günlük Açlık Oruçları 

40 yaşından sonraki insanlar ve ibadetlerini yapan insanlar 5 yaşındaki çocuk gibi yemelidir. (250’gr dan 500 grama kadar) bundan daha fazla yenildiği zaman, fazla artıklar vücutta hastalık yapıyor. Vücut hastalıklarla değil yemeklerle uğraşıyor. O zaman sadece aç kalarak hastalıklardan kurtulabilinir. Çünkü vücut aç kaldığı zaman hasta hücreleri yemeye başlar. Yani hastalıkları kendisine yemek yapar. Kireçleri de eriterek kısmen kullanır, kısmen çıkarır.

Hasta insan aç kaldığı zaman vücut 1. gün 360 gr hasta hücreyi yiyor. Eğer açlık zamanında su içilmemiş olsa o zaman su bulmak için daha çok hasta hücreyi kullanıyor. 1 günde 1.5 kiloya kadar kullanıyor 3 günde 4.5 kilo, 3 günden sonra azalmaya başlıyor 6. günden sonra 350 gr en fazla 500 gr kullanıyor. Açlık ne kadar uzun sürse hasta hücreler daha azalıyor ve hastalıklar bitiyor. Hastalık bittiğinde oruçlu insanın iştahı çoğalıyor, hastalıklar bitmemiş olsa hiç iştahı olmuyor. Açlığa niyet edildiği zaman vücut niyete göre kendisini programlıyor. Vücudun programını bozmamak için niyeti bozmamak gereklidir. Bütün oruçlara başlamadan önceki akşam bağırsak boşaltıcı bir şeyin içilmesi gereklidir.

1 günlük oruç (36 saatlik oruç): Sahurda bir şey yenilmeden su ile (dua ile) oruca başlanır. İftarda da bir şey yenilmeden, su ile açılır. İhtiyaç olursa 1 yudumdan 3 yuduma kadar su içilebilir. İçmemek daha güzeldir. Ertesi sabah saat 10’da meyve suyu içilir, yarım saat sonra isterse tekrar içebilir. Yalnız çok yavaş içmek gerekir. Öğlen zeytinyağlı, limonlu tuzsuz salata yenir. Akşam hafif bir yemek yenir.

1 günlük oruca devam etmek isteyenler haftanın hep aynı günü mesela her pazartesi ara vermeden devam etmelidirler. Çocuklar ve gençler kendilerini hayat boyu hastalıklardan koruyabilmek için 1 günlük oruca devam etmelidirler. Yaşlılar gençler gibi hemen sağlıklarına kavuşamazlar, on günlük oruç da onlara ağır gelebilir. Onlar bütün temizlemeleri yaptıktan sonra, yavaş yavaş sıhhate kavuşmaları için 1 günlük oruca devam etmelidirler.

3 günlük oruç: İftar ve sahurda bir şey yenilmeden 3 gün arka arkaya tutulur. Hastalığı ağır olanlarda bu 3 günlük oruç 7 gün ara ile 7 defa yapılır. Bütün hastalıklara, kanser dahi olsa çok büyük faydası vardır. Oruçların sonunda önce meyve suyu sonra meyve daha sonra sebze yenilerek yavaş yavaş normale dönülür. Hemen yemek yenilirse bağırsakta burkulma olabilir. Tehlikelidir.

10 günlük oruç: Tümör, ağır kemik hastalıkları, fıtık, kalp krizi ve beyin krizi geçirenlerin 10 gün aç kalmadan iyileşmesi zordur. Oruca başlamadan önceki akşam magnezyum sülfat içilir. Bağırsağın temiz olması lazımdır. Hiç bir şey yenilmeden, su da içilmeden 3 gün oruç tutulur. 3 günden sonra iftar ve sahurda istenildiği kadar su içilebilir. Günde 1 veya 3 defa soğuğa dönük ılık su ile gusül abdesti alınır. Ne abdest ne de içmek için sıcak su kullanılmamalıdır. 3 günden sonra farklı farklı ağrılar olabilir. Ateş, titreme, kusma, hepsi normaldir. Ve iyidir. Şeker düşebilir, tansiyon düşebilir vücut kendi durumuna göre ihtiyacı olanı ayarlıyor ona karışmak mümkün değildir.

11. gün sabah meyve suyu ile oruç açılır. Elma veya greyfurt suyu yarı yarıya suyla karıştırılıp akşama kadar içilir. Akşama yakın karışımın 4’te 3’ü meyve suyu olabilir.

12. gün meyve suyuyla beraber meyve yiyebilir.

13. gün Meyve suyu ve meyve ile beraber sebze yemeye başlayabilir. Akşama yakın yağsız ve tuzsuz, demlenmiş sebze (az su ve kısık ateşte pişirilmiş) ve yağsız, tuzsuz taze yapılmış salata yiyebilir,

14. gün ekmek, (kepekli ve bayat en güzeli mayasız) kavrulmamış ve rafine olunmamış zeytinyağı ve sarımsak yemeye başlayabilir.

15. gün Bal, yoğurt, pirinç, bulgurlu yemeye başlayabilir. Oruçtan sonra 10 gün sadece burada yazılanlar yenilmeli, Et, Yumurta, Peynir, Süt, Tuz, Şeker kesinlikle kullanılmamalıdır. 1 gram bile tuz alınsa insan çok şişebilir. Oruç tutarken 5. günden sonra büyük abdest simsiyah ve pis kokulu olabilir, kan pıhtılarına benzer, bu çok güzeldir ağır hastalarda zaten olması lazımdır. Bu pisliklerin iç kanamayla alakası yoktur.

10 günlük orucu, bütün temizlemeler yapıldıktan sonra, herkes bilhassa gençler hemen yapabilir. Acil hastalar ve çok ihtiyacı olanlar karaciğer temizlemeden hemen sonra başlayabilir. Bütün oruçların hiç bir tehlikesi yoktur. Hepsinin faydası çok büyüktür. Sadece gerektiği gibi yapmak, şartlarını bozmamak gereklidir.

****

Dünyada ilk orucu tutan hz Adem idi. Sonra diğer peygamberler onlarda ümmetlerine emretmişlerdir. Musa ve İlyas (a.s) 40 gün, İsa a.s ise 60 gün kadar oruçlu olurdu. Abdul Kadir Geylani ise 40 günde iftarını açardı.

Oruç nefis terbiyesi ve sağlık açısından vazgeçilmezlerdendir.

İnsan vücuduna günde 250 gram kadar yemek kafidir. Bu ölçüden fazlası hastalık ve kalıntılar yapmaktadır. Eğer fazla yemeye devam edersek bünyemiz hastalıklara karşı koyamaz, hazım etmek için bütün enerjisini harcamaya başlar.

Oruç ise hastalıklardan korunmanın ve vücutta biriken toksinleri ağır metalleri hastalanmış hücreleri temizlemenin en güzel yollarındandır.

Bünyemiz  oruçlu iken hazım işinden azad olur ve tedaviye başlar. karaciğerden bağırsaklarımızdan dışkı ile, akciğerden öksürmek ve nefes ile, beynimizden ise hapşırma ile, göz yaşı,  kulak akıntısı ile, geniz akıntısı ile böbreklerden idrar ile, kanden terleme ile, dışarı atmaya başlar. Bu işlerin yapılması büyük bir işlemdir.

Bünyemiz bunu yapabilmesi için gerekli olan enerji için öncelikle glikojenlerimizi ve yağ depolarımızı kullanmak zorunda kalır. Orucun ilk 3-4 gününde insan hergün 1 kilo kadar vermiştir.
4 gün süre zarfında temizlenen kanlarımız damarların iç çeperlerinde bulunan kolestrol  toksin ve kireçlenmeleri temizler. Bünyemizden atmaya başlar. Bu safhada ağızda, nefesde, terde kokular olabilir tükürük bezleri daha fazla çalışacağından tükrükte artma olur koyulaşır ve tutkalımsı bir hal alır.

İdrar koyulaşır, rengi değişir, kokusu ağır olur, eğer böbreklerde taş veya kum oluşumu varsa bunlarda düşebilir. Titreme, tansiyon, düşmesi, veya yükselmesi, olabilir. Midede bulantılar, kusma, kaşıntı,
olabilir, aft, uçuk sivilce, hatta çıbanlara kadar yaralar görülebilir, ibadetlerini yapan insanlarda bu oruçlar çok rahat gecer, bu insanlarda az titreme, ve nabız düşmesi olur.

Orucun 6. günü ağızdan ve deriden aseton kokusu gelmeye başlar. Bu koku vücudun iç beslenmeye iç tedaviye geçtiğini bildirir. ve o gün oruç tüm ağırlığını hissettirir ; nedeni ise açlık tedavisi artık hücrelere
indiğini gösterir, bu safhada hücrelerden fonksiyonları bozulmuş olanları tedavi etmeye başlar.

Tedavisi mümkün olmayan hücreleri ise teker teker temizler açlık tedavisinde kendine gıda olarak kullanır. Hastalıklarımız kökten tedavi olmaya başlar, kireçlenmeleri ve depolanan fazlalıkları eriterek
kısmen kullanır, kullanamadığı kısmını ise dışarı atar.

7. gün ise çok kokulu büyük abdest gelir, bu günlerde oruçlu kişinin tükürüğü, iltihaplı yaraları iyileştirir, virüs ve mantar enfeksiyonu bulunan kulaktaki mantarı kurutur, virüsü yok eder, yeni oluşmuş kataraktı eritir; akrebi bile öldürür.

Açlık sırasında su da içilmezse, vücut daha fazla hasta hücre yer ve daha fazla fayda verir. Hastalık biterse yani vücut bütün hasta ve allah’ı zikirden vazgeçen, hücreleri yiyip bitirirse, oruçlu insanın iştahı hemen açılır, iştah açılmazsa oruca devam etmek gerekir.
Açlıkta niyet çok önemlidir, açlığa niyet edildiği zaman vücut kendini göre programlar. Vücudun programını bozmamak için niyeti bozmamak lazımdır .

Açlıktan korkmak için sebeb yoktur. açlıktan hiçbir zarar ve yan tesir yoktur, çünkü Allahû tealâ yı zikirden hücreye kabirde kurt böcek dokunamadığı gibi açlık da vücuttaki zikreden hücrelere dokunamaz.

Açlıkta beden aç kalmaz nedeni ise her bir hücrenin 40 günlük gıdası rızkı vardır. Bununla birlikte vücut yıllardan beri toplanmış olan fazlalıkları gıdaya dönüştürür, bu olayı idrak eden oruc tedavisi çok rahat geçer.
 Dr. Aidin Salih

Yorum Gönder

0 Yorumlar